İlk yazdığım köşe yazısında ele aldığım konu, gölgede dinlenen vatandaşın biraz zoruna gitmiş olmalı ki, uzun süredir görünmediği kayalıkların arkasından kafasını çıkararak, bir şeyler söylemeye çalışmış. Ama şunu hatırlatayım sana, Kula'lı vatandaşlar neyin ne olduğunu çok iyi bilir ve UNUTMAZLAR…
Zamanı geldiğinde keskin nişancılar gibi, kimi neresinden vuracağını çok iyi bilirler...
Dediğin gibi gölge adam…
Kula küçük yer. Herkes herkesi tanır ve ne yaptığını çok iyi bilir. Maksat ortalık karıştırmak olsaydı, ilk köşe yazımda başkan adaylarının çalışmalarını ve senin bu seçimler hakkındaki karalama çalışmalarını değil; senin de dediğin gibi kimin ailesi ve yakınlarının neler karıştırdığını ele alarak gerçekleri gün yüzüne çıkarırdım.
Benim amacım, sadece seçim zamanı meydana çıkan göçebenin, şimdi neden ortalarda olmadığını vatandaşımıza açıklamanı sağlamaktı. Ama görünen köy misali, gerek var mı şimdi böyle bir klavuza?
Köşe yazıma karşılık vermek istemişsin… onun için çabalamışsın.
Ama görüyorum ki o da olmamış. Seçim zamanı istediklerin olmadı. O zaman neden bana ilk köşe yazımda ele aldığım konunun uygun olmadığını söyleyip, keşke "seçimler bitti üyeler için çalışma vakti" konusunu ele alıp Kula'nın ve Kulalı’nın menfaati için yazı yazmam konusunda akıl vermeye çalışıyorsun?
Evet köşe yazısı yazmayı, gazetecilik ile karıştırmak ahmaklık olur. Oldukça akıl dolu birisi gibi görünmeye çalışman, ciddi anlamda kahkaha attırdı bana.
Köşe yazısının konusunu beğenmeyip akıl vermek yerine, kendini de Kula'nın menfaati uğruna çalıştığını söylemeye çalışacağına, bana sunduğun tavsiye yazıyı kendin yazmaya çalışsan nasıl olurdu gölgedeki adam?
Yapabilir misin bilmiyorum ama arkasından atıp tuttuğun başkan adaylarının suanki üyeleri ve Kula'nın menfaati uğruna yaptığı çalışmaları değerlendirip ele alarak bir köşe yazısı yazarsan, buradan yemin ediyorum gelip elinden öpeceğim, yazarlık budur diye.
Bir de şunu yapacağımı unutma ki, yüzüne tükürüp 'YÜZSÜZLÜK BUDUR' da diyeceğim. Bak ettiğin değeri anca bu şekilde bulursun anca.
OKUDUĞUNU ANLAMIYORSAN,
BOŞ TENEKEDEN FARKIN YOK,
SADECE SES ÇIKARMAK İÇİN VARSIN.
Saygıdeğer Kula'lı hemşehrilerim, köşe yazıma karşı cevap vermeye çalışan arkadaşa sizin huzurunuzda sesleniyorum.
'Kurşun Kalem' adıyla düşüncelerini yazdığım ve ilk köşe yazım da 'Gölge Adam' adıyla sadece seçim zamanı ortaya çıkan vatandaşın, cevap vermeye çalıştığı yazıda yazdıklarından şunu çıkarıyoruz.
Okuduğunu anlamayan bir zihniyet, sadece konuşmuş ya da yazmış olmak için çalışma... Kalem çeşitlerini sıralamışsın, bilgi vermek açısından o da güzel bir düşünce, eyvallah... Ama ortada bir sorun var ki, bir daha bakarsan anlayacaksın, karakalem değil, KURŞUN KALEM...
Karakalem sadece siyah bir uçtan meydana gelir. Beyaz bir kâğıda karalarsan sonuç elde edebilirsin. Ama kurşun kalemin siyahı da vardır, kırmızısı da, mavisi de, pembesi de vardır. Nerde ne zaman hangi rengi kullanacağını bilirsen, güzel sonuçlar elde edersin.
Karşılık vermeye çalıştığın cümleler toplamından şu sonucu çıkarıyorum ki; sen sadece güneşte, yani açık olarak ifade edeyim; sadece seçim zamanların da ortaya çıkarsın. Bence böyle yapmaya devam et, gölgede kal ve daha fazla zarar görecek münakaşalar ortaya çıkarma...
Evet gölge adam haklısın, Kula'da herkes herkesi tanır ve kimin ne yaptığını çok iyi bilirler. Benim KURŞUN KALEM adıyla kim olduğumu da bilerler, senin Gölge Adam adıyla kim olduğunu da...
YORUMLAR